Yani şimdi abicim, Dragon Reborn öyle sıradan bir slot oyunu değil. Oynamaya başladığında bir anda başka bir evrene ışınlanmış gibi oluyorsun. Yok öyle “bir spin atayım, çıkayım” modu. Giriyorsan, hakkını vereceksin. Çünkü bu oyun seni sarıyor, bırakmıyor. Ateşin ortasında kalıyorsun, hem de seve seve.
Yanan semboller, gizemli büyücüler, bir de arkada o tınılar yok mu… Resmen içime işliyor. Her spin attığımda, “hadi bakalım bu sefer ne çıkacak” diye heyecandan elim ayağım karışıyor. Ejderha çıkarsa zaten bayram. Ama işin güzeli, sadece semboller değil, genel atmosfer de insanı içine çekiyor. Sanki slot değil, film izliyorsun gibi. Oyunun içinde kayboluyorsun resmen.
Slotter’da oynarken ayrı bir keyif alıyorum bu oyundan. Arayüz zaten ışıl ışıl, yağ gibi akıyor her şey. Kazanınca o gelen efekt sesi yok mu? İçimden “tamam, artık uğurlu oyunum bu” dedirtiyor. Ve işin güzel tarafı, kaybetsen bile seni üzmüyor. Çünkü verdiği o havayla, o efsane hissiyatla zaten gönlünü çeliyor. O kadar içine işliyor ki, sanki bir masalın kahramanı olmuşsun da, o ejderhayı sen çağırıyorsun gibi.
Slotter demişken… Bu site olmasa, belki bu oyunu keşfedemezdim bile. O kadar düzenli, temiz ve kullanıcı dostu ki, insan her gün girip bir şeyler denemek istiyor. Dragon Reborn’u ilk orada oynadım. Sonra zaten başka yere gitmek aklıma bile gelmedi. Oyunun akıcılığı mı dersin, kazanç frekansı mı, her şey tıkır tıkır çalışıyor. Hem de öyle sıradan kazançlar değil, ağzını açık bırakacak cinsten. Hele o free spin’ler yok mu… Efsane dönüyor ekran, insanın içi kıpır kıpır oluyor.
Bir keresinde var ya, sadece tek turda öyle bir kazandım ki, ekrana bakıp bir dakika kıpırdayamadım. Dedim ki “bu işte bir sihir var”.
Bazen bir oyun gelir, ruhunu yakalar. İşte Dragon Reborn öyle bir şey. Sadece kazanmak değil, hissettirdikleriyle de kalbinde yer eder. Ejderhaların gücüne ortak olmak, biraz cesaret ister. Ama eğer denersen… belki de içindeki ejderha da uyanır. Ve bir kez uyanırsa, bir daha o alev sönmez.
Şimdi kardeşim... "Sweet Bonanza 1000" diyince, bir durdum. Dedim bu neyin kafası? Bin tane bonanza…
Bak, yalan yok. İlk başta isminden "Bu da neyin tatlısı şimdi?" dedim. Dice, zar demek…
Şimdi dostum, otur şöyle rahatına bak. Sana bir oyun anlatacağım. Ama öyle sıradan, klasik “makarayı…
Bak şimdi… Herkesin hayatında “tatlı mı tuzlu mu?” diye sorduğu anlar vardır ya, işte Fruity…
Tamam. Kabul ediyorum. İlk duyduğumda “Sweet Kingdom” deyince aklıma bir çocuk oyunu geldi. Şeker mi,…
Şimdi şöyle bir hayal et… Tatlıların içinde kaybolduğun bir dünya. Ama öyle diyetteyken uzaktan baktığın…